“Enerji verimliliği odaklı yeni çözümlerle pazarı geliştirecek partnerlik.”

 

http://www.haberortak.com/Edergi-Egazete/ST-Otomasyon-Dergisi–Agustos-2015/Sayfa_170.html#x170

“Enerji verimliliği odaklı yeni çözümlerle pazarı geliştirecek partnerlik.”

“Enerji verimliliği odaklı yeni çözümlerle pazarı geliştirecek partnerlik.”

“Enerji verimliliği odaklı yeni çözümlerle pazarı geliştirecek partnerlik.”


Ağustos 2015 ST Otomasyon Savior 2
Ağustos 2015 ST Otomasyon Savior 3Ağustos 2015 ST Otomasyon Savior 4

Danfoss ve Vacon, AC Motor Kontrol sistemleri alanında güçlerini birleştiriyor

Vacon Danfoss

Değerli müşterilerimiz ve iş ortaklarımız,
AC Motor Kontrol sistemlerinde dünyanın önde gelen üreticilerinden olan ve Türkiye distribütörlüğünü yaptığımız Vacon (www.vacon.com), 1 Aralık 2014 tarihi itibariyle Danimarka’nın en büyük sanayi kuruluşlarından Danfoss Grubu ile güçlerini birleştirmiştir. (www.danfoss.com)

Vacon ve Danfoss güçlerini birleştirerek, iki şirketin en iyi özelliklerini bünyesinde toplayacak ve AC Motor Kontrol Sistemleri alanında dünya çapında lider bir organizasyon yaratacaktır.

Bugün Vacon ve Danfoss, AC Motor Kontrol konusuna adanmış ve alanında uzman organizasyonlarıyla, pazarın iki önemli oyuncusudur.

Bu yeni gelişmeyle birlikte yeni organizasyon, pazara daha da rekabetçi ve yenilikçi AC motor kontrol sistemleri sunarak önemli bir değer yaratacak konumda
olacaktır.

Bilgilerinize sunarız.

Zonguldak Erdemir Ereğli Demir Çelik Fabrikası’nda Seminer

Savior Otomasyon Seminer

Savior Otomasyon 25 Eylül 2014 tarihinde Türkiye’nin en büyük demir çelik tesislerinden, OYAK grubuna bağlı Zonguldak Erdemir Ereğli Demir Çelik Fabrikası’ nda , distribütörlüğünü yaptığı VACON markalı sürücüler ve GE markalı şalt ürünlerine ilişkin bir seminer düzenledi.

Erdemir’den 10 kişilik uzman mühendis kadrosunun katılımıyla kurumun eğitim kampüsünde gerçekleşen seminer, Savior Otomasyon Hız Kontrol Ürünleri satış sorumlusu Ali Faruk Kocaman’ın moderatörlüğündeki sunumla gerçekleşti.

Seminer sırasında Savior Otomasyon şirket tanıtımı ile  birlikte mevcut ürünler sergilenirken, ürünler üzerinde denemeler yapılarak çalışanların ürünlerle ilgili daha kapsamlı bilgi sahibi olması sağlandı.

Bayiler, Çözüm Ortakları ve Müşterilerimiz ile Özel Organizasyon

Savior Kontrol Otomasyon 10 Haziran’da bayileri, çözüm ortakları ve değerli müşterileri ile tam günlük bir organizasyonda buluştu. Organizasyon boyunca yeni ürünler ile ilgili bilgiler paylaşıldı.

İlk 2 saat Panasonic firmasından Sn. Kenvin Yeo, yeni ürün serisi olan FP7 Serisi PLC’ yi anlattı. FP7 Serisi PLC’ nin sistemin kontrolünü sağlama özelliğinin yanı sıra, bilgi işleme yeteneklerinden bahsedildi.

Panasonic FP7 Serisi PLC’ ler ile csv formatında verileri PC’ye aktarmak, PLC verilerine internet üzerinden web server aracılığıyla ulaşmak ve donanım ile yazılımı aynı anda şifrelendirmek mümkün.
Bilgi işleme yetenekleri sayesinde FP7 PLC ile sistemi kontrol ederken sistem ile ilgili verileri de toplamanız ve işlemeniz mümkün.

Eğitimin 2. kısmında ise WINMATION DCS (Distributed Controlled Systems) Sistemleri anlatıldı. Ürünlerin Hot swap (çalışma sırasında modül eklenip çıkarılabilmesi) , Redundancy (yedekli çalışabilmesi) özellikleri ile birlikte yazılım üzerinde duruldu.

Yaklaşık 4 saat süren eğitimin ardından katılımcılar ile birlikte boğaz turu yapılarak günün yorgunluğu atıldı.

Boğaz Turu

Alanımızda Öncü ve En İyi Olacağız

Otomatik kontrol, motor kontrol ve hareket kontrol alanında hizmet sunan Savior Otomasyon gerek makina, gerekse anahtar teslim projelerle öne çıkıyor. Önümüzdeki dönemlerde robotik sistemlere uygun lineer motorlarla ilgili çalışmalara devam edeceğini belirten firmanın Hareket Kontrol Bölümü Müdürü Dede Duman; “Ana hedefimiz alanında öncü ve en iyi olmaktır” dedi.

Dede Duman
Savior Otomasyon 1999 yılından beri Türkiye’nin önde gelen 34 yıllık komponent distribütörü Özdisan Elektronik bünyesinde bir departman iken, 2011 yılında DMY Elektronik şirketler grubu içinde bağımsız bir firma haline geldi. Firma şu anda 50 çalışanı ile Ankara, İzmir, Bursa ve Gaziantep’te şube ve temsilcilere sahip.


Hangi yelpazede ürünleriniz mevcut?

İthal ettiğimiz dünya markası ürünler ve verdiğimiz yüksek kalitede hizmetle sektör içinde belli bir konuma erişmiş ve hızla yol almaya devam ediyoruz. Başta Panasonic marka PLC, servo motor ve endüstriyel otomasyon ürünleri olmak üzere; Finlandiya menşeli Vacon marka hız kontrol cihazları, Tayvan menşeli Easyview marka dokunmatik operatör panelleri, Molex marka bağlantı ekipmanları, İngiltere menşeli Trio Motion marka hareket kontrolcüler ve Fairford marka yumuşak yol vericiler, GE marka şalt malzemeleri ve ayrıca yenilenebilir enerji özellikle güneş enerjisi konusunda hem ürün, hem de çözümlerimiz mevcuttur. Firmamız mevcut aktiviteleri ile iç pazara yoğunlaşmış ise de Türkiye’nin bölge ülkeler içinde, özellikle Orta Doğu’daki konumu bizi bu bölgedeki gelişme ve taleplere yönlendiriyor.

Ürün yelpazemizde kaliteden ödün vermeksizin işlev çeşitliliği ile farklı kategorilerde ürünler mevcut. Dolayısıyla getirdiğimiz ürünler müşterinin hassasiyetine göre, kendi alternatifini barındırıyor.


Şu anda en çok üzerinde durduğunuz ürün grubu nedir? Söz konusu ürünle ilgili bilgi alabilir miyiz?

Sunduğumuz ürün gruplarını otomatik kontrol, motor kontrol ve hareket kontrol olarak ayırmak mümkün. Benim sorumluluğum altındaki hareket kontrol bölümü, Hareket Kontrolcüsü ve servo sistemler ile bağlantılı. Burada temel amacımız, müşterilerimize paket çözümler oluşturarak çözümlerimizi daha da güçlendirip müşterilerimize tek kaynaktan daha iyi hizmet vermektir. Bu anlamda dünyada gelişmekte olan teknolojik yenilikleri sürekli olarak takip ediyor ve sektörün de lokomotifi olmayı kendimize hedef alıyoruz. Önümüzdeki dönemlerde endüstri pazarı için önemi artacak olan
robotik sistemler ve lineer motorlarla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca mevcut ürünlerimizdeki gelişmelerle ilgili müşterilerimizi sürekli bilgilendiriyoruz.

Firmanız nezdinde teknoloji açısından yapılan yenilikler nelerdir?
Biz yüksek teknolojiyi bu alanda ihtiyaç sahibi müşteriler ile buluşturmayı kendimize esas ilke ediniyoruz. Bunu yaparken de bu ürün ve uygulamalar hakkında bilgi seviyemizi en üst düzeyde tutmaya özen gösteriyoruz. Şirkette Hareket kontrol ürünlerini test edebileceğimiz bir 4 kesen CNC ünitemiz de var. Bunun yanında, Savior Solar departmanımızın binamızın çatısına test amaçlı kurduğu güneş sistemi gösterilebilir. Başka bir örnek de aydınlatma konusunda kardeş kuruluşumuz olan Assan Elektronik’in ürettiği LED aydınlatma armatürlerinin yeni binamızda kullanılmasıdır.

Ürünlerinizin fiyat konusundaki stratejisi ne yönde?
Fiyat stratejimizde esas müşteri odaklı yaklaşım diyebiliriz; bu anlamda tedarikçilerimizden, ürünleri en iyi koşullarda tedarik etme ve bu iyi koşulları rekabet edilebilir seviyelerde, katma değer oluşturarak müşterilerimize sunmaya çalışıyoruz.
Genel anlamda, fiyat baremlerine göre sektördeki ürünleri yüksek, orta ve düşük diye üç gruba ayırmak mümkün. Ürünün kalitesine ve özelliklerine göre bu ayrım yapılabilir. Ürün yelpazemizde kaliteden ödün vermeksizin işlev çeşitliliği ile farklı kategorilerde ürünler mevcut. Dolayısıyla getirdiğimiz ürünler müşterinin hassasiyetine göre, kendi alternatifini barındırıyor.

Savior Kontrol Otomasyon

Talep edilen ürünleri, müşterilerinize teslim süreniz ne kadarlık bir dönemi kapsıyor?
Savior Otomasyon olarak stoklu çalışan ve müşterilerine mümkün mertebe stoğundan ürün teslim etmeyi amaçlayan bir firmayız. Bugün merkez depomuzda yaklaşık 4 milyon dolar değerinde ürünümüz mevcut. Burada bizler, müşterilerimizden öngörü toplamaya ve bu öngörülere uygun yurt dışı siparişleri vermeye özen gösteriyoruz. Genel olarak tedarikçisi olduğumuz firmaların üretim adımları da bizim verdiğimiz öngörülerle şekilleniyor. Genelde tedarikçilerimizden her ay bir yüklememiz oluyor. Acil yüklemelerde de nakliye bedelleri müşterilerimize bildirilerek çok daha kısa sürelerde ürün teslimi yapmak mümkün. Ancak gümrük düzenlemelerinde ve bürokrasisinde yapılan değişiklikler ile yapılagelen TSE onayı gibi bazı teknik sorgulamalar nedeniyle siparişin üretilmesi ve yolda geçen süreye bir de gümrükte geçen haftaları eklemek durumunda kalıyoruz ve bunu aynı ürünü her getirişimizde yaşıyoruz.

Tüm bunları göz önünde bulundurduğunuzda bu endüstriyel ürünleri mümkün olduğu kadar önceden ve yüksek sayıda sipariş vermek de ekstra maliyetler getiriyor, bu nedenle acil münferit yüklemeler cazip olmuyor ve stoklu çalışma önem kazanıyor. Diğer taraftan da mali olarak belli bir güce sahip olmayan firmaların distribütörlük yapmaları, son kullanıcıları sıkıntıya düşürebiliyor. Bu nedenle müşterilerin çalıştıkları firmaların mutlaka stok seviyelerini sorgulamaları gerekiyor. Bunun dışında yeni bir sipariş için verilen süreler 8 hafta ile 16 hafta arasında değişiklik gösteriyor.

Sizce Türkiye’deki mekatronik sektörü pazarının, dünya sıralamasındaki durumu nedir?
Dünya sıralamasında 16. büyük ekonomi olduğumuz söyleniyor. Makina sektöründe de Türkiye’nin Avrupa ve dünyadaki yeri yükseliyor. Yurt dışında yapılan endüstri fuarlarında Türk makinacıların daha fazla yer aldığını görmekteyiz. Bu arada Avrupa’daki işçilik maliyetlerinin yüksekliği, keza Çin’in Avrupa pazarına olan mesafesi ve Çin’in kalite yönetiminin göreceli olarak Avrupa’nın taleplerini karşılayamıyor olması ve kendi maliyetlerinin de eskisi kadar rekabetçi olmaması, Türkiye’nin konumunu daha da önemli kılıyor.

Makina sektöründeki gelişmeler bizim sektörümüzü de etkiliyor tabi ki. Ancak bu tarz ürünlerin ithalatı ve ihracatı ile ilgili yüksek bürokrasi, sistemdeki açıkların artmasına yol açıyor. Bunun yanında, elektronik sektöründe yapılan iyileştirmeler olmasına rağmen dışa bağımlılığımız çok fazla. Bölgemizdeki ihtiyaçlar göz önüne alındığında diğer ülkelerin ürettiği özelliklere bağlı kalmak durumundayız. Kısacası önder olan değil, takip eden konumundayız. Tabi ki sektörde yapılanları göz ardı etmek doğru değil; ancak ülkemizde yapılanlar, dünyada atılan adımların yanında pek değer taşımıyor.

Bu iki sektörün tam ortasında duran mekatronik sektörü daha yeni yeni önemi anlaşılan bir bölüm. Daha düne kadar sadece bir, iki üniversitede bölüm olarak okutuluyordu. Mekatronik sektöründe katma değeri yüksek ürünler kazandırmamız şart. Bunlar yazılım destek sistemleri olabileceği gibi servo sürücü, lineer motor, delta robot, robot kolu gibi yeni ürünler de üretilmeye başlanmalı. Benim bildiğim kadarıyla her biri için yerli üretimler var. Ancak bunlar yeterli değil.

Mekatronik sektöründe erişilen bilgi ve yaşanmış tecrübelerin, başkalarına ve yeni yetişenlere aktarılması sorunu var. Savior Otomasyon bu konuda kısmi bir misyon üstlenmiş durumda. Gerek üniversitelerde, gerekse özel sektörde sık sık ücretsiz eğitimler düzenliyoruz.

Mekatronik sektöründe size göre en büyük problem nedir?
Bence mekatronik sektöründe erişilen bilgi ve yaşanmış tecrübelerin, başkalarına ve yeni yetişenlere aktarılması sorunu var. Savior Otomasyon bu konuda kısmi bir misyon üstlenmiş durumda. Gerek üniversitelerde, gerekse özel sektörde sık sık ücretsiz eğitimler düzenliyoruz. Ancak bu bilincin gelişmesi gerekiyor.

Söz konusu sorunlara yönelik sizce ne gibi çözümler gerekiyor?
Bu problemin milli bir mesele olarak ele alınması gerekiyor. Üniversite-sanayi buluşmasının biraz daha aktif kullanılması ve bu konudaki teşviklerin artırılması gerekiyor. Üniversitelerle birlikte daha koordineli çalışıp staj müessesesini daha verimli kullanmak lazım. Bugün staj dört yıllık bir üniversite hayatında 40 günle sınırlı. Oysa dört yılda edindiğiniz bilgi ile en az 30 yıl hizmet edecek bir mühendis yetiştirdiğinizi düşünüyorsunuz. Bence bu yaklaşım kağıt üzerinde çalışıyor gibi görünse de gerçeği yansıtmıyor. Bunun haricinde örneğin; özel sektörde çalışan birisi üniversitelere ders vermek istese buna ön ayak olacak kişi sayısı o kadar az ki, halbuki bunu teşvik edici önlemler alınmalı.

Savior Kontrol Otomasyon

Anahtar teslim çalışmalarınızdan bahsedecek olursak…
Bizim ana hedefimiz alanında öncü ve en iyi olma yolunda ilerlemek. Bu röportajda ağırlıklı üzerinde durduğumuz makina dışında, anahtar teslim projelerle hem ülkeye, hem de müşterilerimize katma değer yaratan bir yerde konumlanmayı kendimize seçmiş bir firmayız. Bunun gereği, bazen Ar-Ge ağırlıklı yatırım, bazen de uluslararası yatırım olabilir. Bunun yanı sıra distribütörlük ilişkilerimizi uzun dönemli ortaklıklar olarak görüyoruz.

Son dönemde yaptığınız herhangi bir yatırım var mı?
Savior Otomasyon olarak distribütör kimliğinde yapılanmış bir firmayız ve en büyük yatırımımız insana yaptığımız yatırım diyebiliriz. Bu anlamda geçen seneden bu yana gelişen organizasyonumuz çerçevesinde ekiplerimizi büyütme ve uzmanlaştırma yolunda adımlar attık. Bunların hepsi müşterilerimize maksimum verimde hizmet sunmak amacıyla yaptığımız atılımlardır.

İleriye yönelik projeleriniz ve gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz?
Öncelikle her sektörde ve ihtiyaç duyulan her yerde müşterilerimizin ulaşabileceği bir irtibat noktamızın olması gerekiyor. Çünkü gidebildiğiniz yerde varsınız. Bugün müşterilerimiz yurt dışına makina gönderirken bile o ülkede olup olmadığımızı sorguluyorlar. Bu nedenle bu irtibat ağının kurulması gerekiyor. Bunun dışında yeni gelişen sektörler var. Buralar, bizim alıştığımız müşteri profilinden farklı. Örneğin; güneş enerjisi ile çalışan bir su pompasını kullanacak kişi sizden farklı beklentiler içinde olabiliyor. Bu talepleri doğru yorumlayıp buna göre gelecek rotamızı belirlememiz gerekiyor. Bununla ilgili diğer grup şirketlerimizle de ortak çalışmalarımız var.

DEDE DUMAN KİMDİR?

Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde, 1983 yılında dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Afyonkarahisar’da tamamladı. Lisans ve yüksek lisansını İstanbul Üniversitesi Elektrik&Elektronik Mühendisliği bölümünde tamamladı. 2006 yılında endüstriyel elektronik sektörünün lokomotiflerinden sayılan Özdisan Elektronik’in Karaköy şubesinde Satış ve Teknik Destek Sorumlusu olarak iş hayatına atıldı. Bugün çalıştığı Savior Otomasyon, o zamanlar Özdisan Elektronik içinde ayrı bir otomasyon departmanı idi. Daha sonra Özdisan Otomasyon’da Teknik Destek, Satış Mühendisliği ve Panasonic Servo Sistemler Ürün Sorumluluğu yaptı. 2012 yılında Trio Motion marka Hareket Kontrol Ürünleri Ürün Sorumluluğu görevini de üstlendi. 2013 yılından itibaren Hareket Kontrol Bölümü Müdürü olarak çalışmaya devam ediyor.

Yazının orijinal halini, ST Makina Haziran 2014 sayısında bulabilirsiniz.
http://www.haberortak.com/Haber/Makina/20062014/Alanimizda-oncu-ve-en-iyi-olacagiz.php